içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

KUKUMAV ZAMANLAR

KUKUMAV ZAMANLAR

 

kördüğüm oluyor ardım sıra

günü dünle bağladığım günler

çatlak bir fay çizgisi gibi ömrüm

her sarsıntıyla azalan heves

çokça yara…

yaslasam başımı gönlüne

geçer mi bu ağır hava?

iris kokusu sarıyor dört bir yanımı

oysa kendi göçünü sessizce izleyen kuşlardık biz

içimize uçtuk

toprak kokusu buram buram

günü dünle bağlıyorum derken

koca bir hiç gün biterken

un ufak oldu herşey

olmamış gibi...

insan, yıkıntısını sırtlayamaz bazen

söz kuyularından şiir çekiyorum gece boyunca

yetim kalan lisanımı

avutmak ne mümkün

suya düştü gönül anahtarım

“Kün fe yekün”

âh, umut dünyası

daha kaç yara sığdıracağım

bu arsız ruhuma

ey ruh, geldiysen

beni duyma

yorgun düştüm

körler ve sağırların ağırlamasından

bazen sesinden önce gölgesi gelir insanın

bağışla, gölgem ağır geldi bu gece

metruk bir mabede girer gibi

giriyorum kuytuma

kukumav düşüncelere gömülmekten

rengi solmuş düşler kalıyor elimde

hışırtımdan kaçan semenderler

taş duvarlarda gölgeleriyle sermest

ateş, düştüğü yeri yakardı

hedef tahtası oldum mancınıkların

İbrahim cesaretine bürünüp gel

devir içimdeki putları

gümrah sular aksın güz bahçemde

leyla koy adımı

ama unutma

her leyla biraz eksik kalır

vuslatı yüreğinde bekler her Mecnun

adımı çağıran rüzgârla savrulurum

bir çölün dilinde gizli kalır izim

ve her aşk,

biraz da geç kalır kendine...

 

Bu yazı 358 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum