-
EĞİTİMCİ - YAZAR : MEHMET YILMAZ
Tarih: 07-09-2025 18:20:00
Güncelleme: 07-09-2025 18:20:00
KADİM ANADOLU TOPRAKLARINI KORUMAK ve KOLLAMAK:
Kadim Anadolu toprakları insanlık tarihi boyunca doğası gereğince çok bereketli ve bolluk yaratan topraklar olmuştur. Doğası, iklim yapısı olarak dünyada farkındalık yaratan coğrafya olmuştur. Bu topraklar farkındallık yaratmış olması dolayısıyla her çağda cazibe merkezi olmuştur. Sayısız uygarlık için vatan coğrafyası olmuştur.
Kadim Anadolu toprakları dağları, ovaları, vadileri…..vb. tüm coğrafyasıyla tarih boyunca cazibe merkezi olmuştur. Bu kadim Anadolu toprakları tüm bölgeleri ile ilkim içinde iklimi barındırmış olması coğrafyayı daha da cazip hale getirmiş olmasıdır. Bu toprak ve iklim yapısı insanlık ve diğer canlı varlıklar için besleyici olmuştur. Her karış toprağında bitki örtüsü ve yetişen ürünleri ile dünyada dikkat çekici coğrafya olmuştur. Bu coğrafya aynı anda farklı iklim yaşanmış olması doğada farklı bolluk, bereket ve zengin coğrafya oluşturmaktadır.
Ülke olarak bol güneş ışını almış olması artı değer olarak görüldüğünde yetişmekte olan tüm besleyici bitki örtüsü ve bitki örtüsünün her birinin birbirinden farklı aromasının olması olarak dünyada farklılık ortaya koymaktadır. Her dağında farklı bitki örtüsü ve farklı canlıların yetişmiş olması coğrafyayı farklı kılmaktadır.
Yukarı Mezopotamya, Orta Doğu'nun kuzeyinde yer alan Kuzeybatı Irak, Kuzeydoğu Suriye ve Güneydoğu Türkiye'nin yaylaları ve büyük düzlükleri için kullanılan isimdir. Bu toprakların bu ülkede yer almış olması tarım alanı ve bitki örtüsü olarak bu coğrafyanın değerine değer katmış olmasıdır. Tarih her devrinde kendi kendine yeten bir coğrafya olma özelliğini içinde taşımış olmasıdır.
Bu toprakların adının” Anadolu” olması ana gibi doyurucu ve besleyici olmasıdır. Her bölgede zengin bir bitki örtüsünün yanında her bölgede farklı ürün yetişmiş olması zengin coğrafya olmasıdır. Anadolu coğrafyasında yetişen her ürün bol güneş almış olması onu aromatik yönü ile farklı kılmaktadır.
Çok zengin bir aromatik coğrafyası, insanlık için şifa kaynağı olmasıdır. Bu coğrafyanın en önemli özelliği doğanın dört elementini içinde barındırıyor olmasıdır. Güneş ışını olarak dört mevsimde ve ger gün almış olması coğrafyanın farklı özelliğini içinde barındırıyor olmasıdır. Daha bilemediğimiz farklı özellikleri içinde barındıran coğrafya olmasıdır. Jeolojik olarak deprem bölgesi olması ülke olarak depremin olumlu ve olumsuz tüm etkileri üzerinde bulunduran coğrafya olmasıdır. Yeraltı kaynakların oluşumunda olumlu ve olumsuz etkileri içinde barındıran ve her an için yaratımların gerçekleştiği coğrafya olmasıdır.
Dünyada her coğrafyanın kendine has yaratımları var bu coğrafyanın da kendine has olumlu ve olumsuz yaratımları vardır. Kadim Anadolu coğrafyasının topraklarının mümbit topraklar olmasının PİM kodları burada gizlidir. Kadim Anadolu coğrafyasının topraklarının korunması ve kirletilmeden korunması stratejik olmasıdır. Bu jeopolitik bir zorunluluktur.
Bu stratejik konuyu kavramak ve buna göre strateji belirlemek her insanın görev ve sorumluluğudur. Bu görev ve sorumluluk yönetimde rol alan yönetim kadrolarına daha çok sorumluluk yüklemektedir. Kadim Anadolu toprak yapısını korumak ve kollamak kadar önemli olan başka konu ise kadim Anadolu coğrafyasının bitki örtüsü, ürün yapısını, ürün zenginliğini, çeşitliğini ve ata tohumlarını korumak ve kaybedilen ata tohumlarını yeni baştan geliştirmektir.
Anadolu coğrafyası Asya’yı Avrupa’ya bağlayan köprü görevi gören bir coğrafyadır. Bu özelliği gereği her konuda geçiş görevi gören bir coğrafya olmasıdır. Jeolojik konumu, toprak yapısı, bu toprak ve iklim yapısıyla yetişmekte olan ürün ve bitki yapısıyla dünyada cazibe merkezi olmaktadır. Dedik ya Tarihin her döneminde insanlık için doyurucu “ANA” misali olmuştur. Doğal su kaynakları zengini olmamasına rağmen bölgesinde su açısından kendine yeten su kaynaklarına rağmen su yönü ile zengin ülke değildir. Su kaynaklarımızı korumak bizler için farz niteliğindedir.
Sularını dengeli kullanması ve su kaynaklarını israf etmeden kullanması stratejiktir. Gelecekte bu coğrafyayı bekleyen en büyük tehlike su sorunu olacaktır. Temiz ve kullanılır su kaynakları her geçen gün azalmaktadır. Küresel ısınma ile birlikte bu su konusu bu bölge için büyük sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
Anadolu coğrafyası orman ve yeşil alan olarak zengin bir ülke değiliz. Sıra dağlarımız ormansız dağlar olması en büyük sıkıntılarımız arasında yer almaktadır. Bu sıkıntıya rağmen yeşil alan ve orman bölgelerimiz her geçen gün azalmaktadır. Dağlarımızı yeşertmek için milli seferberlik ilan edilerek büyük projelerle toplumun her kesimi bu konuya ağırlık vermesidir.
Mümbit topraklarımızda yetişen her türlü ürünlerimizin ata tohumunu korumak ve yaşatmak görev ve sorumluluğumuzdur.
Kendi elimizle vatan coğrafyamızın topraklarına bilinçli veya bilinçsizce zarar vermek ülkeye yapılacak en büyük ihanettir. Dağlarımız, ovalarımız, vadilerimiz doğal yapısıyla korunmalıdır. Doğa ile oynamak ve doğal yapısını değiştirmek bize misliyle ceza olarak dönecektir. Doğa da var olan kantlı ve kanatsız hayvan varlığımızı da korumak sorululuğumuzdur.
Korumazsak doğa affetmez. Zamanı geldiğinde bizi cezalandırır.
Kadim Anadolu coğrafyasının insanlık tarihi boyunca bitki örtüsü, verimli toprakları, ormanları ve yetişen meyve ağaçları çeşitliği ile küçümsenecek bir coğrafya değildir. Her türlü meyvenin yetişmiş olması Allah’ın bize hediyesi olmasıdır. Bu derece zengin çeşitlilikte meyvenin yetişmiş olması insanımız için artı değerdir. Özellikle asırları aşan zeytin ağaçlarının olması bunun göstergesidir. Tarım, meyvecilikte, hayvancılıkta ve su ürünleri yönü ile kendi kendine yetinen ülkelerden biri idik. Bu potansiyelimizi korumak ve daha iyi geliştirmek için günün teknolojisini verimli ve başarılı olarak kullanmak ülkemizin geleceği açısından hayatı konu olduğunu bilmek durumundayız.
Ülkemizin iklim yapısını etkileyen dış etkenler yanı bizler tarafından olumsuzluk yaratacak çalışma içinde olmamız bizi üzmelidir. Kendi elimizle coğrafyamızın olumsuz etkilenecek davranışlardan ve özellikle bu tip projelerden uzak durmak gerekir. Yetkili yetkisiz her kes bu konuda duyarlı olması gerekir. Bu tip projelerin uzun vadede topraklarımız ve coğrafyamız için faydadan çok zarar verici projeler olduğu gerçeğidir. Halkımız bu konuda bilinçli olmak durumundadır. Kadim Anadolu topraklarımızı bize vatan yapan atalarımıza ihanet etmemek adına bu bizlerin aslı görev ve sorumluluğudur.
Vatansever ve milli olmak bunu gerekli kılar. Vatansever ve milli olmanın gerekçesi bu olmalıdır. Bunu yaparsak coğrafyanızı ve vatan topraklarımızı her türlü iç ve dış tehlikelerden korumak milli şuuru uyanmış olur. Özellikle yetişmekte olan çocuklarımız ve gençlerimiz bu şuuru almış olurlar.
Bu milli şuurun oluşması için aile ocağından itibaren buna uygun bilgilendirme ve uygulamalarımızla çocuklarımıza rol model olmak zorundayız. Ülkemizde her aşamadaki okullarımızda bu konulara her fırsatta dokunmak ve bu davranışları çocuklarımıza ve gençlerimize kazandırma projelerimiz olmalıdır. Bu projeler sürdürülebilir olmalıdır. Bu duyarlılığı çocuk ve gençlerimizden beklentilerimizin olması için önce biz kendi yaşamımızda bunu davranış haline getirmiş olmalıyız. Önce bizler bunu içselleştirmiş olmamız gerekir. Biz büyükler olarak bunu yaşamımızda içselleşmede sıkıntımız varsa menfaatimizi ön planda tutarak bu konuları ihlal edici tutum içine girerek ülkenin topraklarına, sularına ve doğasına zarar veriyorsak söylemlerimiz yerini bulmaz ve havada kalır. Bu kadim Anadolu coğrafyasını ve topraklarının değerini bilmek bizler için farz niteliğindedir.
Bu ülkede yaşayan her insanımız bu şuurla vatan coğrafyasını sahiplenmesidir. Bu ülkede yetkili ve yetkisiz her insanımız bu konudaki yasalara tam uymak ile yükümlüdür. Yasa yapıcılar yasaları yaparken bu konulara hassasiyet göstermesi aslı görev ve sorumluluğudur. Yasalarda boşluk olmaması önemlidir. Yasalar her kes için eşit derecede etkin olarak uygulanması gerekir. Bu konuda imtiyaz sahibi ve ayrıcalıklı kişi ve zümre olmamalıdır. Her kes yasalara uymak gerekir. Özellikle bu konularda yetkili olan her kim varsa bunların sorumluluğu o derece büyüktür.
Tarihimiz bu örneklerle dolu dolu geçen bir tarihtir. FATİH SULTAN MEHMET “AĞAÇ KESENİN BAŞI KESİLİR” SÖZÜ ÇOK ÖNEMLİDİR. Ağacın, ormanın önemini BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA ATATÜRK'ÜN “ORMANSIZ BİR YURT, VATAN DEĞİLDİR” sözü çok güzel anlatıyor. İnsanlığın önderi peygamberimiz HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA (S.A.S .) “BİR GÜNLÜK, BİR SAATLİK YAŞAMINIZDA KALSA AĞAÇ DİKİNİZ”. Bu ağaç dikme çok farklı anlamlara gelse de genel anlamıyla ağaca ve çevreye verdiği anlama gelmektedir. İnsanlık tarihinde ve özellikle bizim tarihimizde binlerce bu konuda söylenmiş söz vardır.
Ülkemizin coğrafyası, toprakları, suları ve iklim yapısı stratejik konumda olduğu gerçeğidir. Kadim Anadolu coğrafyamıza ait ne varsa onları korumak ve gelecek nesillere bırakmak tarihi sorumluluğumuzdur.
Dünyanın her yerinde çevreyi olumsuz yapan etkenler vardır. Ülkemizde de bu konuda sürdürülen projeler vardır. Özellikle madencilik faaliyetleri sürdürürken bu projelerde daha hassas davranılması ve bu tip projelerde önce doğa ve çevre öncelikli olması önemlidir. Sanayileşen bir dünyada yaşıyoruz. Sanayileşirken doğa, çevreyi, yeşil alan ve ormanlık sahalarına zarar ve tahrip edecek projelerden uzak durmaktır. Bu tip projeler çok kapsamlı ve en iyi teknoloji kullanılarak en az zararla sürdürülmesi yaşamsaldır.
Eğitimciler olarak bu konuları her zaman her fırsatta ders içi ve ders dışı etkinlik ve faaliyetlerde bu konuları sürekli işleyen ve zaman ayıran eğitimcileriz. Öğrencilerimize bu konuda iyi davranış kazandırmak için öğrenciler bizden iyi örnek davranışları bizden beklemektedir.
Ülkemizde var olan hatalı davranış ve projeleri sorduğunda bizler cevap vermekten aciz kalmaktayız. Bu konuda söylemlerimizle icraatlarımız birbirine tezat olması gerekir. Söylemden çok icraatlarımız ve günlük yaşamda yaşantımız çok önemlidir. Her insanımız bu konularda rol model olmak durumundadır. Günlük yaşam içinde yeşillik, ormanlık ve çevremizi koruma konusuna önem vermeliyiz.
Başta piknik alanları, ormanlık alanlarında dinlenirken bu alanlarda zarar verici davranışlardan kaçınmak ve çevreyi kirletmeden yaşam sürdürmek önemlidir.
Kadim Anadolu coğrafyası bize yüce yaratanın bahşişi olarak görülmeli ve bu coğrafyanın güzelliğini torunlarımıza miras olarak bırakmak görev ve sorumluluğumuzdur. Kadim Anadolu coğrafyasının bu bol ve bereketli toprakları bize çok farklı imkân ve fırsatlar sunmaktadır.
Bu kadim Anadolu toprakları bize bol ve bereketli ürün sunmakla birlikte her fırsatta bize maddi, manevi ve ruhsal yönde olumlu katkı sunmaktadır. Gerçek anlamda kadim Anadolu coğrafyasının topraklarının değerini bilirsek ve korursak her insanımız sağlık, huzur ve mutluluk yaşam sürdürecektir. Sağlıksız ve yaşanmaz bir coğrafya insanımızı ruhsal, maddi ve manevi olarak olumsuz etkileyecektir. Eğitimciler olarak daima iyi örnekler vererek iyilikte miras barakan olmak genel mantığımızdır. Kötü örnekler çıkmaz sokak ve yoldur. Sıkıntı demektir.
Kadim Anadolu coğrafyasında yaşamanın bedeli vardır. Bu bedelin altında kalkmak kolay değildir. Dünyanın birçok ülkesinin bu topraklar da gözü vardır. Kadim Anadolu coğrafya toprakları tarihin her döneminde cazibe merkezi olmuştur. İnsanlık tarihinin başlama coğrafyasının bir parçasıdır.
Onun için değerlidir. İnsan olarak zihinsel, bedensel ve ruhsal sağlık, huzur ve mutluluğumuz coğrafyamızın PİM kodlarını kavramaktan geçer. Her coğrafyanın kendine has güzellikleri, avantaj ve dezavantajları vardır. Bizim coğrafyanın avantajları dezavantajlarından fazladır. Önemli olan bunun farkında olmaktır.
Coğrafya kader midir? Evet, çoğu zaman coğrafya kaderdir. Kader çizgimizi olumlu veya olumsuz yapmak bizlerin elindedir. Bu irade bizde vardır ve var olacaktır.
Coğrafyamızın ve topraklarımızın korunması ve tahrip etmeden gelecek nesillere miras olarak bırakmak bu ülkede yetkisiz ve yetkili her kim varsa milli bir seferberlik niteliğinde sorumluluktur.
Bu kadim Anadolu coğrafyasının topraklarında yaşamak ve yüce yaratanın vermiş olduğu olumlu ve olumsuz yönlerini yaşayarak yaşam sürdürmek insanımıza çok şey öğretmektedir.
Kadim Anadolu coğrafyasında yaşayanlar olarak sağlık, huzur ve mutluluğumuz için doğayla iç içe yaşamak ve doğadan en iyi yararlanmak adına her şeyin doğal olmasına dikkat eden ve bunu içselleştiren insan yapısına sahip bir toplumuz. Son yıllarda biraz bundan uzak durmamız ortamı yaratılmış olmasına rağmen özümüzde doğal yaşamak vardır ve var olacaktır. Tekrar özümüze dönmek farzdır.
Kadim Anadolu coğrafyası ve topraklarında yaşayan insanlar olarak doğal yaşamı içselleştiren bir kültür ve sosyalleşmeden gelmekteyiz. Onun için kadim Anadolu coğrafyasında ve topraklarında yaşayan bizlerin kültürel, sosyal ve aile diziminde şifacı aileler vardır. Bu şifacı aile ocakları devam etmektedir. Kadim Anadolu coğrafyası ve toprakları açık hava eczanesi gibi bize sunumlar yapmaktadır. Kadim Anadolu coğrafyası ve topraklarında yaşayan ata ceddimiz şifacı olmayı meslek haline getirmiş olmasıdır. Bu konuda söylenecek o kadar çok rol model örnekler var ki. Bu konuya başka bir yazıyı geniş anlamda ele alacağım.
Bu yazıyı kaleme almakta amaç ve hedefim. 08.09.2025 PAZARTESİ ülkemizde 2025-2026 eğitim öğretim yılı başlamaktadır. İlk derste sınıflarda öğrencilerimizle birlikte işleyeceğimiz konu “ YEŞİL ALAN, ORMANLARIMIZI VE ÇEVREMİZİ ANLAMA VE KORUMA “ olduğu için bende ders gitmeden önce bu tarihi görevi üstelenerek bu konuyu işlemek istedim. Onu konuda derinlemesine okumalar yapmak ve araştırmalarımla birleştirerek kaleme almak istedim. Nasip olursa 08.09.2025 Pazartesi Günü sınıflarımızın ilk dersinde bu konuya öğrencilerimizle birlikte konuya bütünsel bakış yapacağız.
Sonuç olarak, temiz çevre, yeşil alan ve ormanlarımızı korumak, gelecek nesillere bırakmak için şuurlu, insaflı, merhametli, akıllı, vicdanlı ve ahlaklı olmak adına görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmek adına yazım hayırlı işlere vesile olması dileklerimle yazımıza nokta koyuyorum. 07.09.2025 KUANTUM DÜŞÜNCE MERKEZİ SANAL OKULU/ MEHMET YILMAZ
- BABA VE BABALIK DUYGUSU:
- ANNE VE ANNENİN DEĞER BULMASI:
- SPRİTÜEL YOLCULUKTA EĞİTİM VE SEANSLARIMIZ DEVAM EDİYOR
- DÜŞÜNCENİN GÜCÜ VE BİZİM İÇİN YAŞAMSAL ÖNEMİ:
- YAŞAM BOYU ÖĞRENMEK VE ÖĞRETMEK İÇİN YAŞAM BOYU EĞİTİM ALMAK GEREKİR:
- NASIL BİR DÜNYADA YAŞAR OLDUK
- NİMİRLİ(PINARLAR) KÖYÜ VE NİMRİ DEDE LOKMASI:
- İNSANOĞLUNUN YAŞAM EVRELERİ:
- 2024- 2025 ve 2026 YILLARI İÇİN UZAKTAN ALMAK ÜZERE PLANLADIĞIM EĞİTİMLER:
- AİLE DİZİMİ NE ZAMAN DOĞRU SONUÇ VERİR:
- FIRAT ÜNİVERSİTES’NİN KURULUŞUNUN 50.YILI KUTLAMALARI:
- NEFES ÇALIŞMALARI VE SAĞLIĞIMIZ İÇİN NE KADAR HAYATI BİR KONU OLDUĞUNU BİLMEK GEREKİR: