-
YAZAR : AV.LEVENT BİLGİN
Tarih: 19-05-2025 13:24:00
Güncelleme: 19-05-2025 13:24:00
SONSUZLUĞA UĞURLANIŞININ YILDÖNÜMÜNDE KEMAL HOCA’YA MEKTUP
Değerli Ağabey;
20 Mayıs 2024 günü sabahı bir duruşma için hazırlanırken telefonumda Mustafa Ağabey’den gelen “Günaydınlar Leventciğim. Uygun olunca arar mısın? Kemal abi ile ilgili” mesajını gördüm. Birkaç dakikalık bocalama ve duymak istemediğim ama eninde sonunda öğreneceğim acı gerçekle ne kadar geç yüzleşirsem o kadar iyi olacak zannıyla elim telefona gitmedi. Askerlik mesleğinde şoklara alışık olduğumu zannederdim. Değilmişim. Yaklaşık yarım saatlik bir zaman diliminde ancak kendime gelebildim. Telefonda Mustafa Ağabeyden adı kalleş olan ölümün seni bulduğunu öğrendim.
Bedenini Ankara’da ruhunun çok sevdiğin Keban’da olmasına asla gönlümüz razı olmazdı. Ağabeylerimin verdiği doğru bir kararla çok sevdiğimiz memleketimizin toprağına emanet etmek üzere Keban’a geldim. Tüm sülalenin bir araya geldiğini görünce “Her ölüm bir şeylere vesiledir” diye bir özdeyişin gerçekliğini gördüm. Ayrıca seni son yolculuğunda yalnız bırakmak istemeyen değerli hocam Prof. Dr. Hilmi UYSAL ve kadirşinas Dr. Türkan Soman ÇELİK’i tanıma onuruna eriştim. Taziyende otururken daha önce hiç görmediğim sosyal medyadan tanıdığım Şeref Dayı’nın oğlu Habip Uğur Ağabeyi görüp sohbetinde bulunmak onuruna eriştim.
Elbette ölüm hepimizin bir şekilde yüzleşeceği bir gerçeklik ve bundan kaçış yok. Şairin; "Ölüm güzel şey budur perde ardından haber,Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?" dizeleri tek tesellimiz. “Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir.” diyerek insanlığa faydalı işler yapanları, üretken insanları ve bilim insanlarının değerini vurgulamıştır sevgili peygamberimiz. Ağabey gerçek bir akademisyendin. Senden öğrenecek çok şeyimiz, yol göstericiliğinle birlikte yazacağımız eserler vardı. Üzerimize büyük bir sorumluluk yükleyerek gittin. Omuzlarım şimdi daha ağır yüklerin altında ama bu eserler hem memlekete hem sana borcumuz yerine getireceğimden emin olabilirsin.
Ağabey 2024 yılı Keban Çınarı’ndan epey yaprak kopardı. Senden sonra çok sevdiğimiz birlikte büyüdüğünüz değerli Bedrettin KAYA ağabey sonsuzluğa uçtu. Bedrettin Ağabey senin gibi yazılarıma özel bir önem veren değerli katkılar sunan biriydi. Senden sonra kendi özelimde yediğim ikinci darbeydi ölümü, yazılarım yalnızlaşıyordu.Onu da anmak amaçlı bir yazı yazdım ve sonunu her zamanki gibi “gittiğin yerdeki Kebanlılara bizden selam götür” diye bitirmiştim. Bilmiyorum ulaştı mı?
Bedrettin Ağabey’in bizlere vedasına henüz yeni alışmıştık ki bu kez Seyfettin Ağabey bizlere veda etti. İlçemiz için büyük bir değerdi. Maalesef onu da zamansız bir şekilde yitirdik. İlçe hafızasının görselleri olan fotoğraf arşivini geride bırakarak bizi terk etti Seyfettin Ağabey. Onun arşivini de sayısal ortama aktarma borcu da omuzlarımıza bindi. Onu da aldık kabul ettik. Bir yazıyla Seyfettin Ağabey’i de anlattım, yine sizlere selam bitişiyle.
2025 yılı da bizlerden parça koparmaya başlamıştı. İlk kaybı teyzen Nezihe ÖZDEMİR oldu. Babamın rahatsızlığı dolayısıyla onun son hizmetinde bulunamadık. Sülalenin kadınlar kolunun büyüğünü yitirdik. Kendi deyimiyle “ciğere yandım” bir büyüğümüzdü. Mekânı cennet olsun.
Ağabey; 2024 yılında babamın sağlık durumu gittikçe bozuluyordu. Öyle ki senin ölümünü duyup ta gelmemesine ihtimal vermeyeceğin Sait Ağabey’in seni uğurlamaya gelemedi. Yaz ayları boyunca tedavileri olduğu için Keban’a getiremedim. Eylül ayında 12 günlüğüne Keban’a getirdim. Ancak son demlerini yaşıyordu, evde hareketleri bile kısıtlıydı. Aile dostumuz Dr. Mustafa Murat GÖNÜL’ün evde serum tedavisi ile güç bela İstanbul’a döndük. Bu ziyarette babamın son Keban ziyaretiydi. 12 Nisan 2025 günü babamı kaybettik. Onu da senin hemen yakınına Paşapınarı’na defnettik. Babamı defnederken baktım çocukluğumuzda birkaç mezardan ibaret olan aile mezarlığımızda yer kalmamış. Yaşam bütün gerçekliği ve acımasızlığıyla devam ediyor.
Ağabey; Keban özelinde son bir yılın acı özeti bu şekilde ne yazık ki? Bir kez daha anladım ki mekânları anlamlı kılan insanlarmış. Sizler yoksunuz, şimdi Keban bize daha boş.
Ağabey; kitaplar dünyasında seni yaşatmak için Türkan Hanım bir kitap çalışması yürütüyor. Bu kitaba da ben, Cem BAYINDIR ve Fidel TOKER hanım yazılarımızla katkıda bulunduk. Sayfalara sığacak mısın? Ya da senin gibi bir deryayı sayfalara sığdırabilecek miyiz? Onu da bilmiyorum. Bekleyip göreceğiz.
Ağabey seni örnek bir Cumhuriyet çocuğu olarak tanıdım. Benim rol modellerimden biriydin. Atatürk Cumhuriyetine bağlılığını hiç unutmayacağız. Çünkü sen yok edilmeye çalışan mazlum bir milletin Atasının İstiklal Mücadelesini başlattığı 19 Mayıs günü bizlere veda ettin. Bu bir tesadüf mü? Yüce tanrının bir lütfu mu? Bilmiyorum ama bildiğim senin cumhuriyete bağlılığının bir yansımasıydı bu tarih. Her 19 Mayıs’ta hiç unutmadan seni anacağız, bu can bu tende olduğu müddetçe.
Kemal Abi seni çok özledik. Telefonda bizleri motive eden sözlerin artık yok. İnan yanaklarımızdan öpen kimse kalmadı. Yanaklarımızı öksüz bıraktın. Seni çok seviyorduk. Yokluğun içimizde sönmeyen bir ateş gibi. Işıklar içinde uyu.
- ANNESİZ ANNELER GÜNÜ VE ANNELERİM
- NİHAT'IN ARDINDAN
- KEBAN'DA İZ BIRAKANLAR YUSUF ZİYA PAŞA
- KEBAN’DA BEYLER – 6 HASAN KADRİ BEY-3
- KEBAN’DA BEYLER 4 HASAN KADRİ BEY-2
- KEBAN’DA BEYLER-4 , HASAN KADRİ BEY
- FAREDEN KORKAN KAYA
- SEYFETTİN BAŞKANIN ARDINDAN
- BEDRETTİN AĞABEYİN ARDINDAN
- SEFTİL’E SERENAT
- 86’NCI YILINDA ATAMIZIN ARDINDAN;
- “Gurbette sevdiğim bir gonca idi”: Elif Gelin’in Hikâyesi